Tatil Kitabı – Mahir Ünsal Eriş

Tatil Kitabı

2024, sevdiğim yazarların yeni kitap haberleriyle geçmişti. Sevgili Mahir Ünsal Eriş’in Tatil Kitabı da bunlardan biriydi.
Yazarı okumuş olanlar bilirler ki, kitaplarındaki hiçbir karakteri yabancılamayız, yadırgamayız, alışmaya çalışmayız. Hepsini daha ilk sayfadan itibaren bağrımıza basarız çünkü hepsini tanıyoruzdur. Kimi zaman mahallemizdeki bakkal olur bu, kimi zaman yan komşumuz, kimi zaman uzak akrabamız. Hepsi de olağan halleriyle gelir yerleşir baş köşeye, misafir olur evimize.
Tatil Kitabı’ndaki küçük Münevver de o şekilde bir gece geliverdi gurbetten, anne ve babasıyla birlikte Koca Hala’nın evine.
1980 yazını birlikte geçirmek zorunda kaldığı Koca Hala’nın yanında bambaşka bir dünya gördü, bambaşka insanlar, yaşantılar tanıdı. Sıkıyönetimin, sokağa çıkma yasağının soğuk soğuk estiği mahalle sokaklarında her şeye rağmen sıcacık olan büyük bir ailesi oldu zamanla.
O malum sonun yaklaştığını hissettikçe sayfalar hiç bitmesin, Münevver hiç gitmesin, İbo annesinin gözünü yaşlı bırakmadan dönsün istedim. Ama olmadı. Yine de ben Münevver’i de, hikayesini de çok sevdim. Herkes okusun, herkes çok sevsin dilerim.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Çok sevdiğiniz bir yazarın bir kitabı

Kuş Kadın Harpy – Megan Hunter

Kuş Kadın Harpy

Ah ne güzel bir kitap okudum ben. Bir kadının küllerinden yeniden doğuşu, ruhunun kanatlanışı, içinde uyanan isyan kıpırtıları, iç sesini bastırmak yerine ona kulak vermesi.
Kendini evine, çocuklarına, kocasına adamış Lucy’nin ‘normal ve mutlu’ sandığı hayatı bir yabancıdan gelen telefonla bir anda alt üst olur. Sırça fanusta oluşan bir çatlak. Gitgide büyüyen. Cam kırıkları bedenini ve ruhunu paramparça ederken Lucy’nin içinde çok eskilerden kalma bir şey uyanır: kuş kadın. Kabuğunu yavaşça kıran ve sesini gitgide yükselten kuş kadın, Lucy ve kocasının hayatını üç şey üzerine yeniden inşa eder: suç, ceza ve intikam.
Büyük bir heyecan ve ilgiyle okudum. Ve çok sevdim. Seneye ne de güzel bir başlangıç oldu. İçimizdeki kuş kadınlara

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Bir arkadaşınız çok övdüğü için canınızın çektiği bir kitap

Mihrap – Sinem Sal

Mihrap

Ah benim canım Mihrap… Acısını anlatacak kadar çok şarkı bilip acısını nasıl geçireceğini bilemeyen Mihrap.
12 Eylül döneminde kaybettiği babasını burnu düşmeden kırkına kadar eve döndürmeye çalışan kendi çocuk yüreği büyük Mihrap…
Bizim Zamanımız kitabıyla yetişkin olarak tanıdığımız Mihrap’ı şimdi de 10 yaşında haliyle karşımızda buluyoruz ve onun yas süreciyle kendine has bir şekilde başa çıkmasına tanıklık ediyoruz.
Neşeli dram türünde oluşmuş bu kitabı o kadar çok sevdim ki. Bizim Zamanımız’ı da aynı şekilde sevmiştim. Çünkü anlatılanlar çok içten, çok bizden. Mihrap’ı, Nino’yu, Asiye’yi, Hatıra’yı her yerde görmek, tanımak mümkün. Keşke yara almış küçük yüreklerin hepsini kucaklamak mümkün olsa, Mihrap’lar Nino’lar hiç üzülmese.
Bir de Sinem Sal hep böyle güzel kitaplar yazsa.

#kzlgezegenöneriyor#sinemsal#bizimzamanımız#mihrap#karakargayayınları#roman

Siyahlı Sarışın – Yaprak Öz

Siyahlı Sarışın

Yaprak Öz kitaplarını ne kadar çok sevdiğimi bilmeyen yoktur sanırım. Yeni kitap haberini gördüğüm andan itibaren heyecanla bekliyorum, çıkar çıkmaz da alıp okuyorum böyle bir sevmek.
Siyahlı Sarışın bir Yıldız Alatan macerasıydı. Bakın Yıldız Alatan’ı özlemek diye bir şey kesinlikle var. Okurken karşınıza alıp lokumlu Türk kahvesi ikram edesiniz, kıyafet sipariş edesiniz geliyor. Gündelik telaşlarında ve kendi halinde yaşayıp giderken çevresindeki gizemli olayları da kıvrak zekasıyla çözmekten geri kalmıyor Yıldız Alatan. Sayfaları öyle bir hızla ve merakla çeviriyorsunuz ki kitabın bir günde bitmemesi imkansız gibi bir şey. Her kitabı öyle iyi geliyor ki Yaprak Öz keşke daha uzun yazsa, daha sık kitap çıkarsa, biz hep keyifle okusak diyorum her seferinde

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’24 | Bir seriye ait en az bir kitap

#kzlgezegenöneriyor#yapraköz#siyahlısarışın#yıldızalatan#oğlakkitap#maceraperestkitaplar

Sevgili Michele – Natalia Ginzburg

Sevgili Michele - Natalia Ginzburg

Natalia Gınzburg bu seneki favori yazarım oldu diyebilirim. Yazarın İşte Böyle Oldu kitabını bir oturuşta okumuş ve çok sevmiştim. Sevgili Michele kitabını da yine severek okudum. Farklı kişilerin ağzından bambaşka duygu ve düşüncelerle Michele’e yazılan ve onun da cevap verdiği mektuplardan kitapta Gınzburg’un yalın ve etkili tarzını yakalamak mümkün. Cümleleri hem çok duru hem de çok keskin. İki kitabı arasında karşılaştırma yapmak doğru değil aslında ama İşte Böyle Oldu şu an hâlâ favorim. Bu kitabını da yazarı sevenler kaçırmasın derim. Ben de şimdi Akşamın Sesleri kitabını bekliyorum.

#kzlgezegenöneriyor#canyayınları#nataliaginzburg#sevgilimichele#mektup#roman#italyanedebiyatı

Meğer Ben Feministmişim – Elif Doğan

Meğer Ben Feministmişim

Meğer evde çalışmanın adı ev işi diye basite indirgenen bir şey değil, ev içi emeğin ta kendisiymiş. Hatta yapılacak işleri kafanda planlamanın adı da “zihin içi emek” miş.
Meğer hayatı ortaklaşa yaşamanın yolu yardımdan değil her anlamda iş bölümünden geçiyormuş.
Anne olmak, eş olmak, evlat olmak, kadın olmak bilinen tanımlarının çok ötesinde şeyler barındırıyormuş ve toplum bunu bize hiç de böyle anlatmamış çünkü işine gelmemiş.
J.J.Rousseau ne çok yorum yapmış ve ne çok konuşmuş (!)
Meğer feminizm bilinen yüzeysel tanımından çok öte, aslında gözümüzü kulağımızı biraz açtığımızda ayan beyan ortada olan ve kabul görmesi gereken bir şeymiş.
Bu liste böyle uzar gider. Ve hatta bunlar buzdağının sadece görünen kısmı.
Meğer Ben Feministmişim’i kendime göre çok uygun bir zamanda okudum, çok da iyi geldi. Bildiğimiz, doğrusunu bildiğimizi sandığımız, hiç bilmediğimiz ne çok şey var bu konuyla ilgili ve gözümüze normal (!) gözüken çoğu şey aslında ne kadar da yanlış.
Elif Hanım’ı (@blogcuanne) kitabın öncesinde de takip ediyordum ve yazdıklarını severek okuyordum. Kendi feminist aydınlanma yolculuğunda karşılaştıklarını anlatırken aslında hepimizi gözümüzün önünde duranı görmeye davet ediyor. Kitabı okumak tabiri caizse bana ‘durup derin bir nefes aldırdı.’ Ama evdekiler için aynı şeyi söyleyemeyebilirim.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’24 | İçeriği kurgu olmayan bir kitap

#kzlgezegenöneriyor#elifdoğan#blogcuanne#feminizm#meğerbenfeministmişim#doğankitap

İşte Böyle Oldu – Natalia Ginzburg

İşte Böyle Oldu

İşte Böyle Oldu bir kadının öfkesinin hiç gizlemeden, en yalın, en doğrudan anlatımı.
Tabancaya uzanan ve ateş eden o elin ardındaki bütün hikayeyi, öfkeyi, çaresizliği, yalnızlığı bu kadar net ve etkileyici bir biçimde anlatmak kitabı o kadar nefis bir hale getirmiş ki. Bir oturuşta okuyabileceğiniz harika bir iç döküş kitabı. Ben daha fazla bir şey yazmayayım, okumayanlar mutlaka okusun.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’24 | Size hediye edilmiş bir kitap

#kzlgezegenöneriyor#işteböyleoldu#nataliaginzburg#canyayınları

Miras – Vigdis Hjorth

Miras

Norveçli yazar Vigdis Hjorth, Miras kitabında bir ailenin görünenin ardında nasıl bir portre çizdiğini ve aile bireylerinin birbiriyle olan ilginç ilişkisini anlatıyor. Aile olmanın gerektirdiği bazı sorumlulukların ve yakınlığın yol açtığı yaraları, hem hemen koparılabilecekmiş gibi gözüken hem de her şeye rağmen kopmadan devam eden bağların dört kardeş ve miras kalan iki kulübe üzerinden anlatıldığı bir hikaye bu.
Kitap konusu itibariyle farklı ve ilgi çekici ancak anlatımı bana çok tekdüze geldiği için kitaptan beklediğim o keyfi maalesef alamadım bu da beni hayal kırıklığına uğrattı çünkü çok büyük beklentilerle başladığım bir kitaptı. Anlatımın inişli çıkışlı ve sürükleyici olmaması da bir noktada beni tıkadı, hep aynı döngüde aynı şeyleri dönüp dönüp okuyormuş gibi hissettim.
Herkes tarafından çok beğenilen bir kitabı o kadar da beğenmeyince sorun bende mi acaba diye düşünüyorum bazen. Ama her durumda kitapla ilgili görüşlerimi paylaşmak istedim. Okumayanlar şimdiden kusura bakmasın.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’24 | Sevdiğiniz bir yazar övdüğü için canınızın çektiği bir kitap

#miras#vigdishjorth#sirenkitap#roman

Kupa Kraliçesi – Akira Mizubayashi

Kupa Kraliçesi - Akira Mizubayashi

Bin Yılın Aşkı kitabı ile tanıştığım ve çok sevdiğim yazar Akira Mizubayashi’den Kupa Kraliçesi’ni okudum bu kez de.
1939 yılında Çin-Japon savaşının ayırdığı Jun ve Anna’nın her türlü zorluğa rağmen sürdürmeye çalıştıkları ama maalesef yarım kalan aşklarının yıllar sonra bir kitap sayesinde tekrar gün yüzüne çıkmasını müziği kelimelerle harmanlayarak anlatıyor yazar Akira Mizubayashi. Bu onun en iyi yaptığı şey. Kitaplarını başka bir noktaya taşıyan başarısı da burada gizli zaten.
Savaşın etkilerinden ve yarım kalan bu aşktan yıllar sonra genç viyola sanatçısı Mizune büyük ebeveynleri Jun ve Anna’yı tanıyacağı bir tesadüfe ilerlerken karşısında Oto’yu bulur.
Kitabı güzel kılan konusunun yanında büyük ölçüde müziğin gücü. Her bir nota, her bir beste kelimelerle müthiş bir şekilde uyumlu. Savaşın bütün acımasızlığını da, aşkın bütün sıcaklığını da inişli çıkışlı notalarda bulmak mümkün.
Çok severek okuduğum bir kitap oldu. Yazardan okumadığım tek bir kitap kaldı, o da okumak için kitaplığımda zaten.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’24 | Bir kadın çevirmenin çevirdiği bir kitap

#kzlgezegenöneriyor#akiramizubayashi#kupakraliçesi#yapıkrediyayınları#roman

Suçumuz İnsan Olmak – Oktay Akbal

Suçumuz İnsan Olmak

Geçtiğimiz ay Türk edebiyatına doydum diyebilirim. Art arda okumalar yaptım edebiyatımızdan ve hepsi de çok güzel kitaplardı. Oktay Akbal’ın Suçumuz İnsan Olmak kitabı da bunlardan biriydi ve yazar ile tanışma kitabım oldu.
Suçumuz İnsan Olmak, Ankara’da memur olarak çalışan evli ve çocuklu Nuri ile tesadüfen karşılaştığı Nedret arasında platonik aşkı anlatıyor. Mutsuz yaşantıları içinde kendilerini hapsolmuş hisseden ve nefes almak isteyen bu iki insan çareyi yasak aşkın heyecanında buluyor, daha doğrusu bulduğunu sanıyor.
Oktay Akbal’ın Nuri ve Nedret’i bize anlatırken yaptığı karakter betimlemelerinin ve ruh tahlillerinin başarısı sayesinde bu iki insanın yaşadıklarını, hissettiklerini bütün yönleriyle anladığınızı hissediyorsunuz. Çünkü ikisi de en gerçek halleriyle duruyor karşınızda.
Bunun yanında bir Ankaralı olarak kitaplarda Ankara’yı; caddelerini, sokaklarını, parklarını okumak da bana ayrı bir keyif veriyor.

#kzlgezegenöneriyor#oktayakbal#suçumuzinsanolmak#doğankitap#roman#türkedebiyatı

 #bizimbuyukchallengeimiz’24 | Bir arkadaşınız çok övdüğü için canınızın çektiği bir kitap