Seray Şahiner’in yarattığı kadın karakterlerinde insanı kendine çeken bir büyü var. Leyla, Ülker Abla şimdi de Mercan… Sıradan ama sıradışı, her an her yerde karşımıza çıkabilir. Belki de çevremizde nice Mercan’lar vardır diye düşünüyor insan. Umut etmenin vücut bulmuş hali diyebiliriz Mercan için. Çünkü hep umut ediyor ve bekliyor. Gidersen git demekle evi terkeden kocasını, hiç olmayan çocuğunu, mutlu ve sıcak bir aile hayatını, akşamları televizyon karşısında yemek yememeyi.. Yani yalnız kalmamayı. Ama en çok da fark edilmeyi bekliyor Mercan. Dilediği dilekler, adadığı adaklar, gittiği türbeler hep bunlar için.
Mercan’la birlikte İstanbul’un görünmeyen yüzünü, sınıf meselesini, kentsel dönüşüm sürecini de gösteriyor bize kalemini sevdiğim canım Seray Şahiner.
Okumayı sevdiğim yazarların başındadır benim için, dönüp dolaşıp elimin gitmesi bu yüzden. Tek bir kitabı kaldı okumadığım,sonrası klasik yeni kitap bekleme süreci.
#kzlgezegenöneriyor #everestyayınları #serayşahiner #kul
Sıfır Noktasındaki Kadın – Neval El Seddavi
Ah Firdevs… Beni o kadar çok etkiledin ki… Yaşadıkların, yaşamak zorunda bırakıldıkların, sana dayatılan yaşama karşı duruşun o kadar gerçek ve acı ki. İsimler, mekanlar, zamanlar değişse de değişmeyecek şeylerin temsilisin adeta.
Hücresinde idam edilmeyi bekleyen Mısırlı fahişe Firdevs’in ona dayatılan sonu değil, kendi sonunu seçmesini ve bu uğurda yaşadıklarını mutlaka okuyun. Bu kitabı bütün okurlara tavsiye etmemek büyük haksızlık olur.
#kzlgezegenöneriyor #sıfırnoktasındakikadın #nevalelseddavi #metiskitap
Unutma Dersleri – Nermin Yıldırım
“Hayat dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti, bozuk para gibi harcama telaşı.”
Unutmak mı daha zor, yoksa hatırlamaya çalışmak mı? Hangisi daha çok acı verir? Yaşadığımız acıların sorumlusu olarak hep başkalarını suçlarken sakın gerçek suçlu kendimiz olmayalım?
Aşk acısıyla baş edemeyen kahramanımız Feribe’nin yolu Mazi İmha Merkezi’ne düştüğünde kafasında bu soruların hiçbiri yoktu. Bu tuhaf merkezden saçma bir şey çıkmasını bekliyor, içine düştüğü durumdan kurtulacağına hiç ihtimal vermiyordu. Ama yine de merakına yenilip unutma dersleri seansınlarına başladı. Hem derslere hem de hayatına doğru bir yolculuğa aslında…
Nermin Yıldırım diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da kelimeleri kullanmadaki muhteşem yeteneğini göstermiş. Her bir kelime, her bir cümle o kadar yerini ve anlamını bulmuş ki, üslubuna/tarzına hayran kalmamak elde değil. Mizahla harmanlanmış hüzüne, karakterlerin gerçekçiliğine, kurgunun güzelliğine kapılıp gittim yine. Bu sebeple yeri gelmişken bir kez daha ve ısrarla tavsiye edeyim canım yazarı.
Unutma Dersleri’ni de okuduğuma göre, üzülerek söylüyorum ki Nermin Yıldırım külliyatını tamamlamama son bir kitap kaldı. Sonra yeni kitap gelene kadar bekle dur.