Dünya Bu Kadar – Mahir Ünsal Eriş

Dünya Bu Kadar

Dünya Bu Kadar, Mahir Ünsal Eriş’in ilk romanı. Ama her satırında Eriş’in harika öykücülüğünün izlerini de görmek mümkün. “Bir ikindi kahvaltısına gelmeyen” Güneş’in hikayesiyle başlayan kitap geriye dönüşlerle, zaman atlamalarıyla Güneş’in anne-babasına, Kore Savaşı’na, Yalova Depremi’ne, Hasan Fehmi Bey’e, Korhan, Fevziye ve Nuri’ye, Şelhum Asteğmen’e kadar birçok farklı karaktere ve birçok farklı hayat hikayesine doğru yol alarak devam ediyor. Böylece bir kitapta birden fazla hikaye okumuş oluyoruz. Ve bütün bu hikayeler çoğala çoğala öyle bir noktada birleşiyor ki tesadüflerin hayattaki yeri hakkında şaşırmadan edemiyoruz. Çok yaratıcı bir olay örgüsüyle oluşturulmuş güzel bir ilk roman.
Okumaya başladıktan bir süre sonra, baktım karakterler ve hikayeleri gitgide çoğalıyor; ben de not alarak ilerlemeye karar verdim. Kitap bittiğinde elimde yaklaşık beş sayfalık bir karakter listesi vardı düşünün.
Böyle söyleyince karışık ve anlaşılması zor bir kitap olduğu izlenimi uyansın istemem. İlk birkaç sayfadan sonra hemen kaptırıyorsunuz kendinizi kitaba. Yeri gelmişken de bir kez daha söyleyeyim Mahir Ünsal Eriş çoktan favori yazarlarım arasındaki yerini almış bulunuyor. Ve ne yazık ki okumadığım sadece bir kitabı kaldı.
#kzlgezegenöneriyor #mahirünsaleriş #dünyabukadar #canyayınları

1

Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig

Gece Yarısı Kütüphanesi

Berbat bir hayatı olduğunu düşünen Nora Seed kendini öldürmeye karar verir ve bunun sonucunda, kendini, içinde bambaşka hayat ihtimallerinin yazılı olduğu kitaplarla dolu bir kütüphanede bulur: Gece Yarısı Kütüphanesi. Bu kütüphanedeki her bir kitap Nora’nın başka kararlar alsaydı yaşayacağı hayatları anlatır ve burada saat hep 00.00’dır.
Bir hayattan diğerine gidip gelen Nora’nın önünde iki seçenek var: Ya gittiği hayatlardan birinde gerçekten mutlu olarak kalacak ya da gerçekten ölecek.
Gece Yarısı Kütüphanesi hemen hemen herkeste gördüğüm için çok merak ettiğim bir kitaptı ama okumak için popülaritesinin biraz geçmesini bekledim. Akıcı mı evet çok akıcı. Bir oturuşta okuyabiliyorsunuz. Ama bana edebi bir doyumdan ziyade kafa dağıtmalık bir film izliyormuşum hissi verdi.
Kütüphanelerin ve birden fazla hayat barındıran kitapların arasında olmak şüphesiz ki kitap severleri çok mutlu ederdi. Ama bu hayatlar bizim hayatlarımız olsaydı aynı şeyi düşünür müydük emin değilim.? Peki siz böyle bir kütüphanede bulunmak ve aldığınız her kararda değişen hayatlarınızı görmek ister miydiniz?
#geceyarısıkütüphanesi #matthaıg #midnightlibrary #domingoyayınları

Martin Eden – Jack London

Martin Eden


Martin Eden, Jack London’ın yarı otobiyografik romanı olarak kabul ediliyor. Yazarın hayatını okuduğunuzda bunun doğru olduğunu siz de görüyorsunuz.
Farklı sınıflar arasındaki değer ve zihniyet farklarını, statü ve servetin toplumdaki önemini bütün detaylarıyla gösteren başarılı bir roman. İdealize edilen o muhteşem hayatın, içine girildiğinde aslında o kadar da güzel bir hayat olmadığının en canlı örneğini Martin Eden gösteriyor.
Aşık olduğu kız ve onun içinde bulunduğu konum uğruna yaşadığı değişim ve dönüşüm süreci Martin Eden’ı bambaşka biri haline getirirken yitirdikleri de çok büyük şeylerdir aslında. Çıraklıktan ustalığa, işçilikten başarılı bir yazarlığa giden yolda Martin Eden trajik bir sona sürüklendiğinin farkına çok geç varır.
Her açıdan çok başarılı bir olay örgüsüne ve karakter betimlemesine sahip, akıcılığını kaybetmeyen bir kitaptı. Her kitap okunacak zamanı kendi belirler diye düşünüyorum. Bence Martin Eden’ı en keyif alacağım bir dönemde, sindire sindire ve çok severek okudum. Kesinlikle tavsiyemdir. Hayatınızın bir döneminde mutlaka okuyun.
#kzlgezegenöneriyor #martineden #jacklondon #işbankasıkültüryayınları

Karanlık Kız – Elena Ferrante

Karanlık Kız


Karanlık Kız’ın sayfalarını çevirmeye başladığınız andan itibaren içinizi bir tekinsizlik sarıyor. Her an bir şeyler olacak hissiyle okuyorsunuz. Bir çift göz sizi sürekli izliyormuş gibi. Görünürde hiçbir şey olmuyor ama kitap bitene kadar da bu huzursuzluk hissi gitmiyor.
Tek başına uzun bir yaz tatiline çıkan İngiliz edebiyatı öğretmeni Leda’nın dengesi ve sakin tatil rutini, kumsalda denk geldiği Napolili bir aile tarafından bozulduğunda Leda hem bu aileyi ve kadınlarını hem de kendi aile hayatını, geçmişini gözden geçirir.
Elena Ferrante’nin bu romanı filme de uyarlandı. Başrolde de çok sevdiğim Olivia Colman var. En kısa zamanda izleyeceğim.
#kzlgezegenöneriyor #karanlıkkız #elenaferrante #everestyayınları