Dansa Davet – Jean Teule

Dansa Davet

1518 yılında, Strasbourg kentinin Jeu-des-Enfants Sokağı’nda bir kadın, Enneline Troffea, çektiği acıdan aklını yitirir ve bir anda sokağa çıkıp dans etmeye başlar. Onu görenler önce bir anlam veremez, sonra yavaş yavaş ona kapılıp bu çılgın dans gösterisine katılır. Böylece yüzlerce, binlerce insan bir histeriye kapılmışçasına dans eder. Günlerce, haftalarca süren, dans edenlerin açlıktan ve yorgunluktan düşüp öldüğü Dans Vebası işte böyle başlar.
Yazar Jean Teule, Dansa Davet kitabında dünyanın en ilginç toplumsal histeri vakalarından biri olan bu Dans Vebası’nı etkileyici bir biçimde anlatmış. Daha önce hiç duymadığım bir olaydı. Kitabı büyük bir merakla okuduktan sonra biraz araştırma da yaptım. Tam bir sebep gösterilmemekle beraber insanların açlıktan kendi bebeklerini yeme noktasına gelmeleri sonucu akıllarını yitirmelerinin bu ilginç olaya neden olduğu rivayet ediliyor.

#kzlgezegenöneriyor

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde – Mahir Ünsal Eriş

Bangır bangır Ferdi Çalıyor Evde


Mahir Ünsal Eriş’in kaleminden okuduğum ikinci öykü kitabı oldu Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde. Aynı zamanda yazarın ilk kitabı. Bu kez Olduğu Kadar Güzeldik kitabındaki öykülere nazaran daha hüzünlü öyküler okudum. Her birinde kendine özgü gülümseten bir yan bulsam da hüzün daha ağır bastı sanki. Hayatla bir derdi olan her yaştan ve her kesimden insanların içindeki o bitmeyen umudu ve sevgiyi tatmadığım, sevmediğim tek bir öykü bile olmadı. Bu demektir ki, artık Mahir Ünsal Eriş de favori yazarlarımdan ve eksik kitapları tamamlanacak..

Yalnız – Zeynep Kaçar

Yalnız


“Bir ev hayvanıydım. Perdenin kıvrımıydım. Halının püskülü, banyonun sabunu, en çok mutfağın çaydanlığıydım. Hep senin bir şeyindim ben, hangi odadaysam, o odanın süsüydüm. Öldüğünde ardından hikayesi anlatılmayacak, adı anılmayacak, sesi duyulmayacaktım..”
Yalnız, Kabuk kitabıyla tanıştığımız Zeynep Kaçar’ın yeni kitabı. (Aslında çoğumuz yazarını önceden de tanıyoruz..) Şarkılar söyleyen, hayaller kuran, aşık olmak isteyen ve olduğunda ayakları yerden kesilen genç bir kadın. Feray. Sonraki adıyla Mehlika. Çok güzel giden bir hayatı bir adam nasıl cehenneme çevirebilir? Her şey nasıl bir anda tersine dönebilir? Bir kadın nasıl olmadığı biri haline zorla dönüştürülüp hayatı yok edilir? Aklın yerine geçen saptırılmış bir inancın zamanla yok ettiği insan sadece Feray değildi bana göre. Her ne kadar kitap boyunca kızsanız ve yaşadıklarını hak etti deseniz de, aslında yanlış yola girdiği için hayatı mahvolan bir sürü kişi vardı kitapta.. Ama Feray’ın önce sessiz bir şekilde, sonra herkese duyurarak attığı o adım, sesini önce kendine sonra herkese duyurması, kendini, görünüşünü, kimliğini geri kazanması bu kitabı bambaşka bir yere koydu benim gözümde. Feray gibi kadınlar, Veli gibi adamlar, Esma gibi sessizler, Defne gibi beyni yıkanan onlarcası var çevremizde ne yazık ki. Bu yüzden okuduklarınız size hiç yabancı gelmiyor çünkü her ne kadar kurgu bir kitap olsa da, siz bir gerçeği okuduğunuzu çok iyi biliyorsunuz.. Bu senenin iyileri listesinde Yalnız da yer buldu kendine..
#kzlgezegenöneriyor #yalnız #zeynepkaçar #doğankitap

2

Olduğu Kadar Güzeldik – Mahir Ünsal Eriş

Olduğu Kadar Güzeldik

Mahir Ünsal Eriş, sürekli denk geldiğim ve okumak istediğim bir yazardı. Özellikle kitaplarının adları beni çok cezbediyordu çünkü içinde sıcak ve bizden bir şeyler olduğunun sinyallerini veriyordu bana göre.
Sonunda Olduğu Kadar Güzeldik kitabını alıp okudum ve tahmin ettiğim gibi içinde harika öyküler buldum. Her biri bambaşka kişilerin hayatlarına açılan kapıları araladıkça ardında hüzünleri, sevgileri, umutları, hayal kırıklıklarını bütün samimiyetiyle gördüm, okudum. Çay bahçelerinde, düğünlerde, Bandırma, Erdek, Susurluk ve Samsun sokaklarında, evlerinde dolaştım. Sait Faik Hikaye Armağanı’na değer görülmüş bu öykü kitabını, öykü severler başta olmak üzere herkes mutlaka okumalı..
#kzlgezegenöneriyor #mahirünsaleriş #olduğukadargüzeldik #canyayınları

Aşık Kadınlar – Elfriede Jelinek

Aşık Kadınlar


“Kaderi olan biri varsa o bir erkektir. Kendisine kader tayin edilen biri varsa o bir kadındır.”
Kitabın başlarında bu cümleyi okuduğunuzda, farklı ve vurucu bir şeyle karşı karşıya olduğunuzu hemen anlıyorsunuz. Feminist yazar Elfriede Jelinek, Aşık Kadınlar kitabında bir fabrikada çalışan iki kadın işçi üzerinden bütün bir toplumu ve kadının toplumdaki yerini, kendisine biçilen rolü ve belki de en korkuncu, kadının bu rolü benimseyerek hayattan beklentisini nasıl şekillendirdiğini etkili bir biçimde ortaya koyuyor. İki farklı kadın: Brigitte ile Paula. Ortak noktaları bulundukları yerden kurtulmak istemeleri. Kurtulmak ve kendilerine yeni bir hayat kurmak. Brigitte için bunun yolu Heinz ile evlenmek. Paula için ise terzilik yapmak ve belki de aşk. Hayat ikisini çok farklı yollara savururken hayalleri gerçekleşecek mi? Mutlu olacaklar mı? Söz konusu “kadın” olduğunda yaşanabilecek şeyleri ve düşünceleri az çok tahmin edebiliyoruz hepimiz. Paula ve Brigitte’in yaşadıklarını eş zamanlı olarak bu düşüncelerle okuyorsunuz. Ve aşk, cinsellik, kadınlık, ekonomik özgürlük, evlilik konularının çok farklı bir üslupla irdelendiğine şahit oluyorsunuz. Kitabı ilginç ve vurucu yapan özelliklerden biri de bu farklı üslup zaten. Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır. Özetle, Nobel ödüllü bu yazara ve onun Aşık Kadınlar’ına mutlaka şans vermelisiniz..
#aşıkkadınlar #elfriedejelinek #ithakimodern #kzlgezegenöneriyor