Saklı Bahçeler Haritası – Nermin Yıldırım

Saklı Bahçeler Haritası

“… Dünya dediğin lüzumsuz bahçe, bazen her yer, bazen tek bir yer, bazen de hiçbir yerdir. İnsan dediğin kötü tohum, bazen her şey, bazen tek bir şey, bazen de hiçbir şeydir.”
Okuduğum kitabı çok sevince, nasıl yorum yazacağımı bir türlü kestiremiyorum. Kafamdan aynı anda bir sürü cümle geçiyor ve ben hepsini yazsam da hâla bir şeyler eksik kalacakmış gibi hissediyorum. Bu yüzden şimdiden beni mazur görün.
Saklı Bahçeler Haritası, Nermin Yıldırım’dan okuduğum beşinci kitap oldu. Onun o kendine has üslubunu, kelimeleriyle her duyguyu hissettirişini, kendini hem gizleyip hem gösterme oyununu çok seviyorum. Bu kez 1960 lara, iki kız kardeşin yıllar sonra birbirlerine yazdıkları mektuplara ulaştırıyor okuru. Behiye ve Suad günahlarını birbirlerinde temizlerken, yaralarını beraber sarmaya çalışırken, geçmişin aralarında açtığı uçurumu kapatmak için uğraşırken arka planda Almanya’daki Yahudileri, Türkiye’deki Rumları, İspanya’daki iç savaşı da iç acıtan detaylarıyla mektuplarına taşıyorlar. Kitabın sonunda sizi büyük bir sürpriz bekliyor. Öyle ki, okuduğunuz her şeyi bir daha düşünmenize neden oluyor. Ben bu ters köşeyi biraz hissettim hem de son ana kadar emin olamadım. Neler yazacağımı bilemiyorum dedim ama bir sürü şey yazdım yine. Bu kitabı mutlaka okuyun diyor ve sonuna kadar tavsiye ediyorum.
#kzlgezegenöneriyor #nerminyıldırım #saklıbahçelerharitası #hepkitap

Cevdet Bey ve Oğulları – Orhan Pamuk


2022’nin ilk kitabı Cevdet Bey ve Oğulları oldu. Böylece bu seneki Orhan Pamuk okumamızı da yapmış olduk zira kendisinden kopamıyoruz.
Kitaba gelecek olursak, Cevdet Bey ve Oğulları 1905-1970 yılları arasında bir ailenin üç kuşak erkeğini ve onların hayatlarını anlatıyor. Kendini bildi bileli herkesten farklı olduğunu düşünen Cevdet Işıkçı, hayatındaki her şey normal akışında devam ederken kendine bir amaç bulması gerektiğini düşünen Cevdet Bey’in oğlu Refik ve yaptığı resimlerin hayattaki bütün sorulara bir cevap olması gerektiğini düşünen Refik’in oğlu Ahmet. Bu üç erkek üzerinden Işıkçı ailesinin yaşadıklarını okurken değişen Türkiye’ye nasıl ayak uydurduklarını, düşüncelerini, hayat tarzlarını, çevrelerindeki bütün olayları ve insanları da detaylı bir şekilde öğreniyoruz. Orhan Pamuk kesinlikle ayrıntılı anlatımları seviyor ve onun kitaplarını okurken asla tek bir olay örgüsü okumuyorsunuz. Cevdet Bey ve Oğulları’nda da arka planda Türkiye’ nin o tarihlerdeki değişimini bütün yönleriyle okuma fırsatı buluyorsunuz. Bu açıdan çok katmanlı, çok anlamlı bir roman. Her zamanki gibi başlarken sayfa sayısı göz korkutabilir ama okuduğum en akıcı Pamuk kitaplarından biriydi. 2022 okumaları için harika bir başlangıç oldu, senenin en iyileri listesindeki yeri hazır. Mutlaka okuyun.
#kzlgezegenöneriyor #orhanpamuk #cevdetbeyveoğulları #yapıkrediyayınları

Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz – Melisa Kesmez

Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz

Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz, Melisa Kesmez’in ilk kitabı. Yazarı okumaya son kitabıyla başlamıştım, ilk kitabını en son okuyorum böyle de bir terslik.
Her öyküyü okurken bir fotoğrafa bakar gibi hissediyorsunuz kendinizi. Fotoğraflar konuşuyor, yaşıyor, anlatıyor. Her öyküde farklı bir duygu tadılıyor. En çok da kadınların yalnızlıkları, yanlışları, mutsuzlukları, hayal kırıklıkları var. Çok içtendi, çok güzeldi her zamanki gibi.
Bu senenin son öykü kitabı oldu. Öykü okumayı çok seviyorum. Kısa kısa bir sürü hayata konuk oluyorsunuz. Bu yüzden yeni yılda da öykü okumaya devam.

#kzlgezegenöneriyor#melisakesmez#atlarıbağlayıngeceyiburadageçireceğiz#iletişimyayınları

Kalk Yerine Yat – Şermin Yaşar

Kalk Yerine Yat

2021’in güzelliklerinden biri de, çok sevdiğim Şermin Yaşar’ın (@serminyasarofficial) yeni öykü kitabının çıkması oldu benim için.. Yazdıklarıyla, dili kullanma becerisiyle, üslûbuyla, ortaya çıkardığı karakterlerle tatlı bir sihir yaratıyor kitaplarında. Sık kullandığımız bir cümleden ortaya bir öykü, o öyküden bir kitap ismi oluyor mesela. “Kalk Yerine Yat” gibi. İçinde bir yandan güldürürken bir yandan da hüzünlendiren 12 öykü bulunuyor. Yine çok bizden, yine çok samimi karakterler var. Her biri hem sıradan hem de nev-i şahsına münhasır diyeceğimiz türden insanların hikayelerini okurken görüyorsunuz ki, gerçekten herkes günün birinde kendi yerini buluyor. Kendini buluyor. Bir şeylere tutunuyor. Yine başladığım gibi yarısına geldim, yine bitmesini hiç istemedim ve yine çok sevdim. Özellikle de Kalk Yerine Yat, Nokta Nokta Gül, Tıkırtı, Şimdi Rahatladık, Nuri Banyoda adlı öykülere bayıldım. Bu yılın son ayına da böyle bir öykü kitabı yakışırdı bence..
#kzlgezegenöneriyor #şerminyaşar #kalkyerineyat #doğankitap

Pansiyon Huzur – İrfan Yalçın

Pansiyon Huzur


Bu sene yeni yazarlarla tanıştım. Tanıştıklarımdan da çok memnun kaldım. İrfan Yalçın da onlardan biri.. Fareyi Öldürmek kitabını yakın zamanda okumuştum. Pansiyon Huzur, yazarın ilk kitabı. Benimse yazardan okuduğum ikinci kitap oldu…
Adını gördüğünüzde aklınıza sevimli, sevgi ve huzur dolu güzel bir pansiyon gelebilir belki ama bu isim büyük bir ironi aslında. Çünkü kiralanmış bir apartman dairesinden pansiyona çevrilmiş bu yerde huzurun zerresini bile bulamazsınız. Her kesimden, her türden insana rastladığınız bir sokağın başından sonuna kadar yürümüşsünüz gibi düşünün. Her köşeden bir karakter çıkıp geliyor. Beyefendisi, kimsesizi, devrimci genci, emeklisi, öğretmeni, genci yaşlısı, kadını erkeğiyle çeşit çeşit insan, çeşit çeşit hikaye… Ama en çok hissedilen şey açlık. Sadece fiziksel bir açlık da değil hatta. Duygusal bir açlık da var bu pansiyonda. Karınları aç, ruhları aç bu insanların. Tutunacak tek bir dal bulunca birbirlerini ezerek tutmaya çalışıyorlar o dalı. Sevilmek, değer görmek, doymak, yarını düşünmemek istiyorlar. Yarını düşünmeden, huzurla uyumak ne büyük bir lüks! Kitaptaki her bir karaktere hem kızdım hem acıdım. Hem hepsini doyurmak istedim hem de pansiyondan kaçmak.
Fareyi Öldürmek ile kıyaslarsam -ki konu olarak birbirlerinden çok farklılar- Pansiyon Huzur çok çok etkileyici bir kitap değil ama akıcı ve kolay okunuyor. Ve güzel bir kitap.
#kzlgezegenöneriyor #irfanyalçın #h2okitap #pansiyonhuzur

Aşk Meçhule Yürür – Filiz Özdem

Aşk Meçhule Yürür

Aşk Meçhule Yürür, Filiz Özdem’den okuduğum ikinci kitap oldu. Bu kez farklı bir yolculukla, bambaşka kapılara çıkardı. Geçmişle gelecek arasında sıkışıp kalmış, kaybetmenin her türlü halini tecrübe etmiş, ayrılığın ve ölümün peşini bırakmadığı bir kadın: Mercan…
Onun geçmişle hesaplaşmasını, geleceğe yol almaya çalışmasını, karanlıktan aydınlığa çıkmaya çabalamasını okurken ben de onunla birlikte üstündeki ağır kapıyı itmeye çalıştım sanki. Sordum onun kendisine ve hayata sorduğu soruyu:
“Hatırladıkların kadar mısın, unutmadıkların kadar mı?”
Hâla Filiz Özdem’le tanışmadıysanız, sene bitmeden tanışın…
#kzlgezegenöneriyor #filizözdem #yapıkrediyayınları #aşkmeçhuleyürür

Ülker Abla – Seray Şahiner

Ülker Abla


Sevdiğiniz bir yazarın yeni kitabını okuyunca, uzun süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınızla görüşmüş, konuşmuş gibi hissediyor musunuz siz de benim gibi? Ben aşina olduğum o tadı yeniden bulunca çok heyecanlanıyorum, seviniyorum mesela…
Ülker Abla’yı görünce de böyle oldum işte. Aslında kendisini yazarın Antabus kitabından tanıyoruz. Bir göz aşinalığımız var. Ama bu kitap tamamen onun dünyasına açılan bir kapı. Anne Ülker, eş Ülker, refakatçi Ülker. Ama her şeyden önce kadın Ülker var bu kitapta. Sırf başına bir iş gelmesin, kocası onu bulup da öldürmesin diye adının sonuna bir ‘abla’ ekleyiveriyor evden kaçınca. Bu onun dışarıdan gelecek tehlikelere karşı oluşturduğu ilk kalkan. Böyle söyleyince baştan sona acılarla dolu bir kitap okuyacağınızı düşünmeyin. Keskin bir mizah duygusu da var kitapta. Üzüldüğünüz anda gülüyor, gülerken tekrar duygulanıp öyle yola devam ediyorsunuz. Ama benim en çok hissetiğim duygu ne diye sorarsanız, şaşırmadığımı acıyla fark etmek diyebilirim. Ülker’in yaşadıklarına şaşırmadım çünkü bir kadın, yaşadığı şiddetten kaçıp hayatta kalmaya çalışıyor sadece. Bunun için uğraşıyor. Ölmemek için. Gazetelere iki gün sonra unutulacak bir haber olmamak için…
“Ben: Ülker. Diriyim. Şimdilik.”
#kzlgezegenöneriyor #everestyayınları #serayşahiner #ülkerabla