“Söyleyeceklerimi anlamak kolay değil, kabul etmekse olanaksız; ama öykümüzü dinlemeye, bana güvenmeye razı olursanız, belki sonunda bana inanıraınız; ve bu çok önemli. Çünkü, farkında değilsiniz ama, dünya yüzünde bu sırrı paylaşabileceğim biricik insan, sizsiniz.”
İşten eve yorgun döndüğünüz bir gün, banyo dolabınızın içinde bir kadın bulsanız ne yapardınız? Hele bu kadını sizden başka kimse görüp sesini duyamıyorsa?
Bir trafik kazası sonucu bitkisel hayata giren Lauren ve onun evine taşınan mimar Arthur’un hikayesi bu şekilde başlıyor. Olaylar ilerledikçe ortaya çok değişik bir kitap çıkıyor. Fantastik, romantik, duysal aynı zamanda da komik bir hikaye. Çok güzel, çok tatlı modern bir peri masalı. Bir solukta ve keyifle okudum. Çok sevdim. Kitaptan uyarlanmış olan Just Like Heaven (Cennet Gibi) adında bir film de var. Tavsiyem, önce kitabı okumanız. Çünkü hikayenin ilerleyişi açısından kitap ile film arasında bazı farklılıklar var. Ve emin olun kitap size çok daha fazla keyif veriyor. Sonra merak ederseniz filmini de izlersiniz..
Ayrıca Keşke Gerçek Olsa’nın devamı niteliğinde Sizi Tekrar Görmek adında bir kitap olduğunu da belirteyim. Ben Nadir Kitap’tan bulup aldım, en kısa zamanda onu da okuyacağım..😊
#kzlgezegenöneriyor