Uzun zaman sonra Tess Gerritsen okumak – üstelik bir Rizzoli&Isles serisi – çok çok iyi geldi. Yazarı ne kadar çok sevdiğimi söylememe gerek yoktur artık diye düşünüyorum. Kitaba dair de söylenecek çok bir şey yok aslında. Müdavimleri zaten uzun zamandır bir Rizzoli&Isles kitabı gelsin istiyordu, çok iyi bir dönüş yapmışlar bence. Başından sonuna kadar aksiyonu hiç düşmeyen bir kitap olmuş. Özlediğimiz Tess Gerritsen geri gelmiş. Kitapla ilgili yapabileceğim tek eleştiri, keşke daha uzun olsaydı çünkü tadı damağımda kaldı.
#bizimbuyukchallengeimiz etkinliğinin 7.maddesine (çok sevdiğiniz bir yazarın bir kitabı) ithafen seçtim.
#kzlgezegenöneriyor #tessgerritsen #dinlebeni #listentome #doğankitap #rizzoliandısles #roman
Osman – Ayfer Tunç
Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi sonrasında serinin üçüncü ve son kitabı Osman’ı da nihayet okudum. İlk iki kitabı seneler önce okumuş olunca son kitapta olayları hatırlamakta biraz zorlandım açıkçası. Seriyi art arda okuyanlar ya da okuyacaklar bu açıdan daha avantajlı bence. Ayfer Tunç bu kitapla aslında bizim Şebnem’den sonra Osman’ı da anlamamızı, bu hikayede ona da hak vermemizi istemiş. Biraz da bu düşüncelerle yazmış sanırım kitabı. Tek başına değerlendirildiğinde Osman kesinlikle iyi bir roman. Aksini söyleyerek haksızlık etmek istemem. Ama bir üçlemenin son kitabı olarak baktığımda Yeşil Peri Gecesi ile yükselen o beklentiyi karşılayan bir son değildi. Açıkçası ben karakter olarak Osman’ı haklı bulamadım, sevemedim bir türlü. Böyle bir sonu hak eder miydi tartışılır ama Osman yine bildiğimiz Osman işte dedim kitabı bitirince. Benim için bu üçlemenin en iyi kitabı kesinlikle Yeşil Peri Gecesi’ydi, hâlâ da aynı düşünüyorum. Zaten o dönem okuduğumda da herkes Kapak Kızı’ndan daha çok seveceksin demişti. Tabi ki Osman dahil üç kitabı da tavsiye ediyorum. Bilmeyenler için serinin sıralaması şöyle:
– Kapak Kızı
– Yeşil Peri Gecesi
– Osman
#kzlgezegenöneriyor#ayfertunç#kapakkızı#yeşilperigecesi#osman#canyayınları#roman
Soğukkanlılıkla – Truman Capote
Soğukkanlılıkla, başlangıçta bir cinayet romanı olarak nitelendirilebilir. Kitabın arka kapağında da anlatıldığı üzere Kansas’ta cezaevinden yeni çıkan iki kişinin, Clutter ailesinin dört ferdini canice öldürmesiyle başlıyor olaylar. İşleneceği ve failleri başından belli olan bir cinayet bu.
Kitabı asıl ilgi çekici kılan bu cinayetlerin altında yatan gerçek “neden”in ne olduğunun anlatılma biçimi ve suça/suçlu psikolojisine dair bu kadar ustaca bir metin kaleme alınmış olması.
Belirtmeliyim ki Soğukkanlılıkla’da anlatılan bu cinayet gerçekten yaşanmış ve kitap da bu yönüyle gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme alınmış ilk edebi eser olarak literatüre geçmiş.
Kitabı kelimenin tam anlamıyla tüylerim diken diken olarak okudum. Hatta dayanamayıp okurken Clutter ailesinin ve cesetlerinin fotoğraflarına da internetten bakma gafletinde bulundum. Okuduğum en çarpıcı kitaplardan biriydi kesinlikle.
İki kez filme de uyarlanmış bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.👍🏻
Ben de eğer cesaret edebilirsem Philip Seymor Hoffman’a en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazandıran Capote filmini izlemek niyetindeyim.
#kzlgezegenöneriyor#trumancapote#soğukkanlılıkla#selyayınları#clutterailesi#roman
Bavula Sığmayan – Nermin Yıldırım
2022’de yeni kitap haberi vermesine sevindiğim bir yazar da Nermin Yıldırım oldu.
Romanlarını ve kendine has üslubunu severek okuduğum yazar bu kez öyküleriyle çıktı karşımıza. Bavula Sığmayan, ismiyle bile insanı heyecanlandıran üç bölümden oluşmuş bir öykü kitabı.
İlk bölüm Aile Yalanları kendi içinde üç başlıktan oluşan, farklı açılardan tek bir olayı anlatan uzun bir öyküyü anlatıyor. Kitabın işte bu bizim bildiğimiz Nermin Yıldırım dediğim tek kısmı bu uzun öykü oldu. O kadar güzeldi ki yüzümde bir tebessümle bir çırpıda okuyuverdim. Mizahi bir dille anlatılmış hüzün de barındıran bir aile hikayesiydi.
Diğer öykülere gelince içinde sevdiğim öyküler olduğu kadar bir yere bağlanmadığı için havada kalmış hissi veren çok öykü de oldu maalesef. Tam anlamıyla sevmedim diyemem ama tamamen çok sevdim de diyemiyorum. Ama Nermin Yıldırım ile tanışmak için uygun bir kitap seçimi değil. Kendisi romanlarıyla hâlâ benim sevdiğim yazarlar arasında ve öyle olmaya devam edecek.
Not: #bizimbuyukchallengeimiz madde 11 (bir Türk kadın yazar tarafından yazılmış bir kitap) için seçtiğim kitap oldu.
#kzlgezegenöneriyor #nerminyıldırım #bavulasığmayan #hepkitap #öykü
Mutedil Dalgalı – Ömür İklim Demir
Çok sevdiğim bir yazarın yeni öykü kitabıyla geldim bu sefer.
Ömür İklim Demir’i Muhtelif Evhamlar Kitabı ile zaten çok sevmiştim. Hâlâ tavsiye ederim herkese. Senenin başında da yazarın ilk romanı olan Kum Tefrikaları’nı okumuştum, ona zaten diyecek sözüm yok.
Mutedil Dalgalı yazarın ikinci öykü kitabı. Geçtiğimiz senenin güzel sürprizlerinden biriydi yazardan yeni kitap haberi. Ben de çıkar çıkmaz alıp okumuştum zaten.
14 öyküden oluşan bir kitap Mutedil Dalgalı. Öykülerin çoğu birbiriyle bağlantılı şekilde oluşturulmuş. Bu özelliğe yazarın diğer öykü kitabından da alışıktır okuyanlar.
Ben öykü kitaplarını çok sürpriz bir tür olarak görürüm hep. Yeri gelir bütün öyküleri çok seversiniz, yeri gelir sadece birkaç öykü dpkunur kalbinize, yer eder içinizde. Öyle ki bazılarını hiç unutmazsınız. O yüzden de öykü kitaplarının neyi nasıl anlattığından çok sizde ne bıraktığını yorumlamak gerekir bana kalırsa.
Mutedil Dalgalı da ismiyle müsemma bir kitap. Hayatın içinde oradan oraya dalgalanan hayatlar var. Kalpler bir duruluyor bir kabarıyor. İnsanlar her gün biraz daha ölüyor ve yaşıyor. Bazılarına bu tam da ben diyorsunuz, bazılarını hiç tanımıyorsunuz.
Her öykü bende yer etti diyemiyorum bu sebeple. Hâlâ Muhtelif Evhamlar Kitabı’nın yeri ayrıdır mesela. Ama bu kitabı iyi bir öykü kitabı kategorisine koyacak da çok sebebim var. Belki de sadece “Muhallebi Yemeyen Adam” adlı öykü için bile okunur. Ah, o öyküye kalbimi bıraktım ben…
Uzun lafın kısası, yazarı da kitaplarını da çok seviyorum ve gönülden tavsiye ediyorum.
#kzlgezegenöneriyor#ömüriklimdemir#mutedildalgalı#yapıkrediyayınları#öykü