“Yalnızlığın sessizliğini kalabalığın gürültüsüne, yalnızlığın huzur veren esintisini kalabalığın boğucu sıcaklığına tercih ediyorum.”
Dul kitabını çok sevince, arayı açmadan bir Fournier kitabı daha okumak istedim ve Tek Yalnız Ben Değilim’i seçtim.
Karısının, küçük kedisinin, kendi deyişiyle hayatını sürdürmesine yardımcı olan herkesin gitmesiyle yalnız kalan Jean-Louis Fournier bu kez de yaşadığı yoğun “yalnızlık” duygusunu etten kemikten bir varlık haline getiriyor.
Melankolik, hüzünlü ve vurucu bir anlatımla okuru etkisi altına alan kitaplardan.
#kzlgezegenöneriyor #jeanlouisfournier #yapıkrediyayınları #tekyalnızbendeğilim
Kumru ile Kumru – Tahsin Yücel
Kumru ile Kumru, Tahsin Yücel ile tanışma kitabım oldu. Uzun zamandır kitaplığımda bekliyordu zaten, kısmet bugüneymiş.
Konusuna kısaca değinmem gerekirse, ailesiyle köyde yaşayan Kumru’ya kendisinden yaşça büyük Pehlivan Haydar talip oluyor. Onunla evlenerek İstanbul’a, Günay Apartmanı’nın kapıcı dairesine gelin gelen Kumru’nun yeni hayatı da bu şekilde başlamış oluyor.
Hiç bilmediği, görmediği, duymadığı bambaşka bir yaşamla tanışan Kumru’nun masum ve toy hali, temizliğe gittiği evlerde gördüğü eşyalara imrenerek bakması o kadar güzel anlatılmış ki hayalleri resmen ete kemiğe bürünmüş de öyle çıkmış karşımıza. Kumru’nun o çocuk gibi sevinmeleri, günlerce gecelerce hayal kurması, heyecanlanması benim içimi de aynı duygularla doldurdu. Buzdolabı, televizyon, araba… Alınan her yeni eşyayla bambaşka biri oldu çıktı Kumru. Yürüyüşü, konuşması, giyimi, nefes alıp verişi bile değişti. Ama bu alma isteği zamanla korkutucu bir tutkuya dönüştü. Eve giren her bir parça, Kumru’nun içinden bir parçayı da yok etti. Çoğaldığını zannederken eksildi. Kendini dipsiz bir kuyunun içinde buldu.
Tahsin Yücel eşyanın insan üzerindeki gücünü, kimin kimi kumanda ettiği sorunsalını, satın alınan her bir eşyanın sadece günlük yaşantımızı değil aynı zamanda duygularımızı, düşüncelerimizi, tüm benliğimizi de nasıl etkilediğini o kadar güzel anlatmış ki. Kumru’nun eski Kumru’yla, çok yaşamamış ablası Kumru’yla, kendi yarattığı Kumru’yla karşı karşıya gelişlerini merakla okudum.
Aslında şu anda yaşanılan hayat da bundan farklı değil. Özellikle sosyal medyanın herkesin hayatını mükemmelmiş gibi gösterdiği şu dönemde, insanlar satın alınan eşyalarla birlikte o mükemmel hayatın da geleceğini düşünebiliyor maalesef. Bu da büyük bir tüketim çılgınlığını beraberinde getiriyor. Tahsin Yücel de bir yerde durup kendimize aslında kimin kimi kumanda ettiğini sormamızı istiyor. Bunun farkında olabilmek asıl mesele.
#kzlgezegenöneriyor #canyayınları #tahsinyücel #kumruilekumru
Eski Prag Öyküleri – Jan Neruda
19.yüzyılın renkli Prag’ında, en ikonik semti olan Malá Strana’da geçen beş ironik öyküyü okurken, aynı zamanda da çok merak ettiğim Prag’ın sokaklarında, arnavutkaldırımlarında, kiliseleri ve restoranlarında dolaştım adeta. Çünkü her bir öyküde yaşayan, nefes alan bir Prag var. Kent sakinlerinin günlük yaşamlarını ve öykü karakterlerinin ilginç hikayelerini severek okudum. Favorim ise ilk öykü olan “Bay Ryšánek ve Bay Schlegel” oldu.
#kzlgezegenöneriyor #canyayınları #kısaklasikler #janneruda #eskipragöyküleri #anılalacaoğlu
Dul – Jean-Louis Fournier
Dul, uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Jean-Louis Fournier, karısı Sylvie’nin ölümü üzerine kaleme aldığı bu anlatı türünde hem onu hem de kendisini anlatıyor; yas sürecinden, Sylvie’den sonraki hayatından bahsediyor.
Her bir cümlesinde samimi bir hüznün hissedildiği, ölümün en vurucu halinin, geride kalan taraf olmanın bu kadar etkileyici anlatılması kitabı en’lerim arasına sokmaya yetti de arttı bile.
Kısa ve vurucu kitaplardan.
Tavsiyemdir.
#kzlgezegenöneriyor #dul #jeanlouisfournier #yapıkrediyayınları
Küçük Yuvarlak Taşlar – Melisa Kesmez
Melisa Kesmez, okumayı sevdiğim yazarlardan. Öykü denildiğinde aklıma gelen isimlerin içinde oluyor her daim.
Küçük Yuvarlak Taşlar’ın çıkacağını ilk öğrendiğimde bu ismi taşıyan bir kitabın içinde neler okuyacağımı merak ettim.
Kitabın iç içe geçmiş üç öyküsü var. Hem ayrı hem tek bir öykü aslında. Bir ailenin üç bireyinin başka hayatlara ve kişilere de açılan hikayelerini okuyoruz. Nergis, Elif ve Mehmet. Hatta Gülsüm, Evren, Şevket, Gül.. Aile olmak, anne olmak, yarım kalmak, tamamlanmaya çalışmak arasında yuvarlanarak kendi yolunu ve yerini bulmuş küçük birer taş aslında her biri…
Kısacık, bir nefeslik, kendinize verdiğiniz minik bir molada okumak isterseniz diye buraya bırakıyorum.
#kzlgezegenöneriyor #melisakesmez #küçükyuvarlaktaşlar #iletişimyayınları
Beni Seç – Tess Gerritsen
Üniversite öğrencisi bir genç kızın cesedi yaşadığı apartmanın önünde bulunur. İlk izlenime göre genç kız evinin balkonundan atlayarak intihar etmiştir. Ancak olay yerine gelen dedektif Frankie’nin bu olayın bir cinayet olduğunu düşünmek için kendince geçerli sebepleri vardır.
Okuma konusunda verimsiz olduğum bir dönemde yine sadık yarim Tess Gerritsen’a sığındım. Ve yine çok iyi geldi. Her ne kadar son 40 sayfadan önce katilin kim olduğunu çözmüş olsam da bu Tess Gerritsen’ın kendini tekrar eden bir yazar olduğunu düşündürmesin size. Her kitabında insanı içine çeken farklı bir gerilim ve gizem hiç eksik olmuyor. Ayrıca yazar kendisi için bir ilke de imza atmış ve Beni Seç kitabını gerilim yazarı Gary Braver ile ortak bir çalışma ile yazmış.
Evde okumadığım ve zor zamanlar için sakladığım iki tane Gerritsen kitabı daha var. Malum kendisi üretken bir yazar olsa da yeni kitapları için beklemek durumunda kalıyoruz. Ve tam da artık bir Rizzoli&Isles kitabı gelsin derken serinin yeni kitabının yakında geleceğini öğrenmek çok güzel oldu.
#kzlgezegenöneriyor #tessgerritsen #beniseç #doğankitap #chooseme