En sevdiğim yazarın aynı seriye ait iki kitabını art arda okuyunca, ikisini birlikte yorumlayayım dedim.
Ben önce Yazlıkçılar kitabını okudum, ancak okurken fark ettim ki kitap Martini Kulübü serisine aitmiş ve serinin ilk kitabı varmış. Üstelik ben ilk kitabı da almıştım ama okumaya fırsat bulamamıştım. Aslında iki kitap konu olarak birbirinden bağımsız. Fakat Yazlıkçılar kitabında serinin ilk kitabına atıfta bulunulan kısımlar var. Bu yüzden sırayla okunması daha doğru olur.
Martini Kulübü, Tess Gerritsen’ın yeni serisinin adı. Kendilerine bu adı veren kulübün üyeleri, beş emekli CIA ajanı. Yaşadıklarını geride bırakıp Maine’in sessiz sakin bir kasabasına yerleşen bu beş eski arkadaş emeklilikten önce ne iş yaptıklarını herkesten gizleyerek, yeni kimlikleri ve meslekleriyle bu küçük kasabada sıradan hayatlar yaşamaya çalışıyorlar.
Serinin ilk kitabı Casuslar Sahili bu eski ajanların geçmiş yaşantılarını anlatarak başlıyor. İçlerinden birinin karşısına eskiye ait biri ve beraber çalıştıkları bir dosya çıkınca; kurdukları yeni düzen tehdit altına girer. Dahası eski ajan, yeni çiftçi Maggie’ye ulaşmak isteyenler işe komşusunun torununu kaçırarak başlar.
Serinin ikinci kitabı Yazlıkçılar’da ise kasabaya yazları gelen varlıklı ailelerden birinin kızı ortadan kaybolunca ve kaybolduğu yerde seneler öncesine ait bir cesedin kemikleri bulununca devreye ilk kitaptan tanıdığımız Martini Kulübü üyeleri girer.
Her iki kitap da elinizden bırakamayacağınız kadar sürükleyici ve başarılı bir polisiye gerilim örgüsüne sahip. Çünkü Tess Gerritsen bu işi gerçekten çok iyi biliyor. Yazdığı hiçbir kitabında temponun düşmemesi ve kurgunun bozulmaması da bunun örneği. Ama ikisi arasında hangisi daha ağır basıyor derseniz, Yazlıkçılar kitabı derim.
#kzlgezegenöneriyor#tessgerritsen#casuslarsahili#yazlıkçılar#doğankitap
