Asılacak Kadın – Pınar Kür

Asılacak Kadın - Pınar Kür

Asılacak Kadın, gerçek bir olaya dayanan ve toplumumuzun kapanmamış bir yarasına parmak basan bir roman. Cesur, sarsıcı ve büyük ses getirmiş.. Kimsesiz, korunmasız, çaresiz bir kadının defalarca sömürülüşü, ezilişi, kendini savunamayacak kadar sömürülüşü anlatılan.. Gazetelerde görmeye alışık olduğumuz türden bir cinayet. Aşığıyla bir olup kocasını öldürdüğü söylenen bir kadın. İşte o kadının asılmasına karar verildi. Dinlenmedi bile. Zaten o da konuşmadı. Konuşmayı öğretmemişlerdi ona. Kendini savunmak ne demektir bilmiyordu..
Üç bölüm ve üç farklı kişi ağzından anlatılan romanın ilk iki bölümü bilinç akışı tekniğiyle yazılmış olduğu için cümleler, düşüncelerin olduğu gibi aktarılmış hali. Noktalama işaretleri yok. Bu da alışık olmayanları yorabilir okurken.. Kadını cinsel bir nesne gibi gören toplumun ve erkeğin, susmayı öğrenmiş ezilen kadının romanı Asılacak Kadın. Ezen-ezilen-kurtarıcı üçgeninde anlatılmış sarsıcı ve çarpıcı gerçekliklerle dolu bu romanı mutlaka tavsiye ediyorum. Pınar Kür edebiyatın işlevinin okuru sarsmak, uyandırmak hatta rahatsız etmek olduğunu iyi bilen ve bunu gösterebilen yazarlardan.. #kzlgezegenöneriyor

Ömür Diyorlar Buna – Ayfer Tunç

Ömür Diyorlar Buna

Kitabın arka kapağında da yazdığı gibi, Ömür Diyorlar Buna bir “öyküleşmiş söyleşiler” kitabı.. Hüseyin Rahmi’den Mina Urgan’a, Yusuf Atılgan’dan Zeki Müren’e kadar yaşanmış, tanık olunmuş birçok insan hikayelerini hem öykü hem söyleşi havasında ve akıcı bir üslûpla anlatıyor Ayfer Tunç.. Her ömür dokunaklı bir hikaye barındırıyor içinde. Beni en çok etkileyen bölüm Hüseyin Rahmi Gürpınar hakkında anlatılan ilginç gerçekler oldu. Hem şaşırttı, hem hoşuma gitti. Ve bu kitabı okuduğunuzda başka birçok kitabı da listenize eklemiş oluyorsunuz. “İyi yaşanmış hayat bir hazinedir.” diyor kitapta; mühim olan bu hazinenin farkına varmak aslında.. #kzlgezegenöneriyor

Albaya Mektup Yok – Gabriel García Márquez

Albaya Mektup Yok

Albaya Mektup Yok, Marquez’in uzun öykülerinden biri. Ve Yüzyıllık Yalnızlık’tan sonra yazarın okuduğum ikinci kitabı. Hatta Yüzyıllık Yalnızlık’ta karşımıza çıkan Albay Aureliano Buendia ve Macondo çevresi bu kitapta da sık sık anılıyor. Başlandığı gibi bir solukta biten, hem komik hem trajik bir hikaye Albaya Mektup Yok. Ülkesi uğruna savaşarak yaptığı hizmetlerin karşılıksız kaldığını anlayan, emekliye ayrılmış yaşlı bir albayın bir türlü gelmeyen emekli aylığını her cuma günü karısı ve horozuyla bekleyişinin hikayesi.. Elbette yazarın ustası olduğu büyülü gerçekçilik bu kitabı etkileyici kılan en önemli özellik. Bu yüzden kısa ama etkili ve güzel bir hikaye çıkmış ortaya.. #kzlgezegenöneriyor

Heba – Hasan Ali Toptaş

Heba - Hasan Ali Toptaş

Heba, Hasan Ali Toptaş’tan okuduğum ikinci kitap oldu. Biraz uzun bir sürede okuduğumdan mı bilmiyorum ama etkisine girmekte zorlandığımı söylemeliyim. Geçmişi ve şimdiki zamanı arasında gidip gelen Ziya’nın hikayesi anlatılan.. Sınırda asker olmanın zorlukları.. Köy hayatının, kaybedilen bir eş ve çocuğun, özlemi çekilen ailenin, dostluğun kısacası heba olan hayatların romanı.. Hasan Ali Toptaş adeta dans etmiş kelimelerle ve harika bir üslup ortaya çıkarmış. Kullanılan kelimeler ve tasvirler altı çizilecek bir sürü cümle demek.. İki zaman arası geçişler kelimelerle daha da anlam kazanmış. Hatta bu yönüyle konudan ziyade üslubun romanı oldu Heba benim için.. #kzlgezegenöneriyor

Sadık Bey – Pınar Kür

SadıkBey

Sadık Bey, Pınar Kür’ün 10 yıl aradan sonra çıkardığı yeni romanı. Üniversite yıllarımda eserleri ve kendisi üzerine fazlaca çalışmış olduğum bir yazar.. Ama çok uzak kalmışız okurken bunu hissettim..
Romana adını veren Sadık Bey ellili yaşların sonunda, yalnız yaşayan, orta halli bir muhasebe müdürü. Tekdüze ama yolunda giden bir yaşamı var. Ama bir gün, çevresindeki değişikliklerin farkına varır ve onlarla birlikte yolunda gittiğini sandığı hayatına da kurcalamaya başlarsa ne olur?
Pınar Kür siz farkına varmadan geçmişinizi alıyor, onu etten kemikten biri haline getiriyor ve ikinizi bir masa başında baş başa bırakıyor. O dakikadan sonra da kitap hemen bitiyor işte..
Başlarda durağan bir karakter ve konu mu acaba diye düşündüğüm, ama sonradan şaşırtıcı bir sonla karşı karşıya kaldığım ilginç bir kitap oldu. Pınar Kür’ün bu halini özlemişim. #kzlgezegenöneriyor

Yeşil Peri Gecesi – Ayfer Tunç

Yeşil Peri Gecesi

Yeşil Peri Gecesi bitti.. Öncelikle söyleyeyim ki, ısrarla tavsiye eden arkadaşlarım çok haklıymış.. Ayfer Tunç’un kalemine hayran kalmamak, kapılıp gitmemek imkansız.. Kapak Kızı’nın güzelliğiyle etkilenmişken, Yeşil Peri Gecesi bu etkiyi ikiye katladı..
Kapak Kızı’nda sadece adı ve çevresine yarattığı etkiden bahsedilen Şebnem bu kitapta her şeyi en başından ve olayların tam merkezinde yer alarak anlatıyor. O anlattıkça roller değişiyor; kim daha acımasız, kim daha değersiz, asıl çıplak kim ortaya çıkıyor. Geçmişin hesaplaşmaları bir bir dökülüyor masaya.. Madalyonun diğer yüzü aydınlandıkça kıyıda köşede kalan, üstü örtülen bütün gerçekler su yüzüne çıkıyor ve bir tokat gibi çarpıyor suratınıza.. Şiirli, şarkılı, hüzünlü ama şahane bir kitaptı.. Mutlaka okuyun..  #kzlgezegenöneriyor

Kapak Kızı – Ayfer Tunç

Kapak Kızı

Bir trende yolları kesişen Bünyamin, Ersin, Selda.. Ve her birinin hayatından geçip giden “Ayın kızı Şebnem”in hikayesi.. Her birinin onda gördüğü şey farklı.. Bünyamin şüphe duyduğu karısına karşı hislerini, Selda aile bağlarını, Ersin kendini sınava çekti Şebnem’in fotoğrafıyla.. Hepsine bir ders verdi Şebnem dergi kapağından fırlayan bakışlarıyla.. Hepsinin kabuğunu soydu, “Siz beni yargılayamazsınız” dedi adeta.. Her birini korkularıyla, güçsüzlükleriyle, hayatla yüzleştirdi birdenbire.. Her birinin zihninde ayrı şekillerde doğdu, yaşadı. Belki de yaşayacak.. Çünkü söz sırası şimdi ona geldi.. #kzlgezegenöneriyor

Ben Bir Gürgen Dalıyım – Hasan Ali Toptaş

Ben Bir Gürgen Dalıyım

Ben Bir Gürgen Dalıyım, Hasan Ali Toptaş’la tanışma kitabım oldu. Hayal gücünü, üslubunu çok beğendim. Altını çizdiğim o kadar çok cümle var ki, hangi birini paylaşsam? Yemyeşil umutlar, bitmeyen inanç, insanoğlunun zulmü ve acımasızlığı bir gürgen ağacının gözünden anlatılıyor.. Gürgen ağacından gürgen dalına dönüşün hikayesi.. Kocaman bir ormanda gözlerini açıp darağacında kapatmak. İnsanın, insanlığın ölümü.. Kitabın tasarımına ve illüstrasyonlara da ayrıca hayran kaldım.. “Keşke insanlar dünyayı sevmeyi öğrense..” diyor bir yerde. Keşke insanlar birbirini sevmeyi de öğrense.. #kzlgezegenöneriyor

Frida Kahlo Aşk ve Acı- Rauda Jamis

Frida Kahlo Aşk ve Acı

Frida Kahlo.. Aşkın, acının ve devrimin kadını.. Çocukluğundan beri acı çekmeye mahkum olmuş, Diego Rivera’nın sadakatsizliğine rağmen onu hayatından çıkarmamış, devrimin en heyecanlı günlerini yaşamış hatta kendi devrimini yaratmış güçlü bir kadın.. Hayatını okumak inanılmazdı. Bir kadın aşkı da ölümü de bu kadar güçlü nasıl yaşatabilir ruhunda? Onca acı nasıl yansır otoportrelerine? Kaç kere doğurabilir kendini resimlerinde? Yaşadığı dönemde uyandırdığı hayranlığı sonuna kadar hak etmiş bence.. #kzlgezegenöneriyor

Uçurtma Avcısı – Khaled Hosseını

Uçurtma Avcısı Görsel

Kitabı bitirdiğimde, okumakta geç kaldığım kitaplardan biri daha olduğuna karar verdim. Bütün o güzel yorumları sonuna kadar hak ediyor. Öyle güzel, öyle duygu dolu.. Uçurtma Avcısı dostluğun, ihanetin ve sadakatin romanı. Baba, Emir ve Hasan.. Birbirlerinden çaldıkları hayatları.. Çünkü hırsızlık bu dünyadaki en büyük günah. Hatta bütün günahların temeli.. Böyle söylüyor Baba her zaman.. Hasan’dan bir baba, Emir’den bir kardeş ve dost çalındı. Ve roman boyunca anlatılan bir Afganistan/Kabil gerçeği. Afganların kaderi, yaşadıkları.. Hangisi beni daha çok etkiledi seçemem. Ama roman boyunca içimden hep aynı cümleyi tekrarladım: “Senin için, bin tane olsa yakalarım..” Senin için.. Bu güzel kitabı mutlaka okuyun.. Ve her daim, kalbinizi ferah tutun..#kzlgezegenöneriyor