Ayfer Tunç, benim için ne yazsa okurum dediğim yazarlardan biridir. Kalemini, kitaplarını severek okurum. Yeni kitabı Kuru Kız’ın çıktığını duyunca da vakit kaybetmeden aldım ve birkaç gün önce okudum.
Kitap küçük bir mahallede babası ve kardeşiyle yaşayan “kuru kız”ımızın hayatından başlayarak dünyanın sonundaki bir yere gitmeye karar verme sürecini anlatıyor. Kahramanımızın hem kendi hayatına hem de Ushuaia’ya doğru yaptığı bir yolculuk bu.
Okurken bir noktada hep aynı şeyin etrafında dönüyormuş hissi verse de oldukça akıcı ve çabuk okunan bir roman.
Gelgelim okuyup bitirdiğimde kendimi hiç “Bir Ayfer Tunç romanı okudum ben” diyebilecek noktada hissetmedim. Hatta roman okumuş gibi de hissedemedim diyebilirim. Günlük hayattan parçalar demek daha doğru olabilir. Sanki hikayede yerine oturmayan bir şeyler vardı ve kitap boyunca o eksiklik devam etti. Kötü müydü, hayır. Sevdim mi, çok emin değilim. Ayfer Tunç ile daha önce tanışmamış olanlar için başlangıç kitabı olmasın. Diğer kitaplarını okuduktan sonra bir şans verilebilir.
Benim için Yeşil Peri Gecesi’nin, Suzan Defter’in yeri hep ayrıdır.