Aşıklara Yer Yok – Tarık Tufan

Aşıklara Yer Yok - Tarık Tufan

Bu yılın üçüncü Tarık Tufan kitabını da okuduğuma göre artık gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki sevdiğim yazarlar listesine bir yazar daha eklendi ve çevremdekilere en az bir kitabını okutmadan rahat etmeyeceğim.
Kitabın konusuna gelecek olursak, akademisyen Orhan saplantılı bir şekilde aşık olduğu Firdevs’in izini kaybettikten sonra adeta kendini de kaybeder ve herkesten, her şeyden uzaklaşarak annesinin yanına yerleşir. Her şeyin bittiğini düşündüğü bir andayken arkadaşından gelen teklife kayıtsız kalamaz ve kendini Saklıkuyu denen ilginç ve ıssız bir yerde bulur. Burada onu hem yeni insanlar ve hikayeler, hem de geçmişinin izleri ve geleceğin soru işaretleri beklemektedir.
Okuduğum diğer iki kitabına nazaran Aşıklara Yer Yok kitabına gizemli hatta yer yer ürpertici bir atmosfer hakimdi. Geçmişin sayfaları birer birer açıldıkça, kaderler birleşti, yaralar birleşti, yeni bir hayat kurma umudu birleşti.
Anlatılanların gerçeklik payı var mıdır, varsa ne kadardır bilinmez ortaya çıkan hikaye ilk sayfadan itibaren sizi içine çeken türden. Kitabı ve yazarı tavsiye ettiğimi ayrıca söylememe gerek yok diye düşünüyorum.

#kzlgezegenöneriyor#tarıktufan#aşıklarayeryok#doğankitap#roman

Kıskanmak – Nahid Sırrı Örik

Kıskanmak

Kıskanmak o kadar uzun süre aklımda olan ve okumak istediğim bir kitaptı ki, baktım bu sene okumalarımı edebiyatımızdan seçiyorum, hemen öne aldım kendisini.
Kitaba başlarken ne bu kadar hayretle okuyacağımı tahmin ediyordum ne de bu kadar çabuk okuyup bitireceğimi.
Kitapta konu edilen kıskançlık bir aşk sebebiyle değil. Bir kız kardeşin abisine duyduğu, nefretle dolu bir kıskançlığı okuyoruz. Kitabın baş karakterlerinden Seniha’nın abisi Halit’e küçüklüğünden beri içinde büyüttüğü nefret ve kıskançlık ilerleyen yaşlarında öyle bir boyuta ulaşıyor ki, abisinden yaşayamadığı hayatın intikamını almak ve onu bitirmek, Seniha’nın hayattaki tek amacı haline geliyor.
Şayet kıskançlık duygusu bir insan olsaydı, bu kesinlikle Seniha olurdu.
Okurken bu kadarı da fazla demekten kendimi alamadım. Hatta bir noktada artık sinirlerim bile bozuldu. Seniha’yı omuzlarından tutup sarsmayı ve ne zaman kendine geleceksin diye sormayı istedim. Yaşadıklarına bakınca bazı noktalarda ona hak vermemek elde değil kesinlikle ama işin sonunda keskin sirke küpüne zarar veriyor her zaman olduğu gibi.
Yer yer hayret ettim, yer yer sinirlendim ama neticede çok sevdim ben bu kitabı. Tavsiyemdir.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | 2024’te alıp okumadığınız bir kitap

#kzlgezegenöneriyor#kıskanmak#nahidsırrıörik#everestyayınları#türkedebiyatı#roman

Alo, Harika Hanım, Nasılsınız? – Tarık Dursun K.

Alo Harika Hanım Naıslsınız

Rasgele çevrilen bir telefon numarası. Birbirini tanımayan iki insan. Günü gününe tutulmuş kayıtlar.

Bir gün aniden telefonunuz çalsa ve hiç tanımadığınız bir kadın sizinle sohbet etmek istediğini söylese, ne tepki verirdiniz? Dahası siz de bu insana hayatınızı bütün yönleriyle anlatır mıydınız?

Alo, Harika Hanım, Nasılsınız? okumadan önce adıyla kendini merak ettiren kitaplardan. Bazı kitaplar böyledir çünkü. Konusundan önce ismiyle tavlar sizi. Bu kitap da benim için öyle oldu.
Yalnızca bir kadın ve bir erkeğin telefon konuşmalarına dayanıyor ve bu konuşmalar üzerinden onların duygu durumlarını, bakış açılarını, sınırlarını, mahremiyetlerini ortaya koyuyor.
Tamamiyle diyaloglar üzerinden ilerlemesi başlangıçta beni bir miktar sıktı. Sanki bu özelliği akıcı ilerlemesi mümkün olan bir kitabı yavaşlatmış gibiydi. Ve ilk etapta daha çok telefon eden tarafın yani kadının hikayesini dinledik.
Ama sonrasında bu durum kırıldı. Çünkü telefon edilen tarafın yani erkeğin hayat hikayesini de duymaya başladık. Ve bu haliyle konu ilerledi ve güzelleşti diyebilirim.
Benim için farklı bir okuma deneyimiydi. Bayıla bayıla okudum diyemem ama okuduğuma da pişman olmadım en azından.

#kzlgezegenöneriyor#tarıkdursunk#aloharikahanımnasılsınız#ithakiyayınları#türkedebiyatı#roman

Veda – Ayşe Kulin

Veda - Ayşe Kulin

Ayşe Kulin’in kalemiyle seneler önce Kanadı Kırık Kuşlar kitabını okuyarak tanışmıştım. Meşhur Şakir Paşa ailesi hayatımıza girdiğinde ise Füreya isimli kitabı karşıma çıktı ve ben kalemine bir kez daha hayran kalarak okudum onu da.
Eh dedim madem bu sene Türk edebiyatı okumaları yapmaya kararlıyım, bu kez de yazardan anı-roman niteliği taşıyan Veda’yı okudum. İki sene evvel aynı isimli tiyatro oyununu izlemiştim ama kitaba başlayana kadar bunu farketmedim.😁
Gelelim kitaba… Ayşe Kulin bu kitapta Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde, işgal altındaki İstanbul’da bir konakta yaşananları anlatıyor. Son Maliye Nazırı Ahmet Reşat ve ailesi aracılığıyla o dönemde yaşananlara ışık tutuyor, Osmanlı’nın çöküş yıllarını ve yeni bir ülke kurulması yolunda yaşananlarını da ustaca anlatıyor.
Kitapta adı geçen Ahmet Reşat, Ayşe Kulin’in büyük dedesi. Anneannesi Leman Hanım’ın babası. Biyografik unsurların ve roman tekniğinin bir arada olduğu, sürükleyici ve etkileyici bir kitap Veda. Pek tabii tiyatro oyunundan çok daha başka bir yerde. Önce kitabı okumanızı sonrasında da denk gelirseniz oyunu izlemenizi öneririm.👍🏻

Füreya – Ayşe Kulin

Füreya - Ayşe Kulin

Şakir Paşa’nın torunu, Hakkiye Hanım ve Emin Paşa’nın kızı, Cevat Şakir’in yeğeni, Türkiye’nin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral.
Kendisi gibi sanatçı dolu bir ailenin üyesi olduğu için küçük yaşlardan beri sanatla ilgilenmesi elbette ki tesadüf değil ancak onu asıl üne kavuşturan, sanatçı Füreya yapan seramik tutkusuyla tanışması, ilerleyen yaşlarında, hayatının kötü bir dönemindeyken teyzelerinin teşvikiyle olacak. Sonrasında ise hayatının vazgeçilmezi adeta yaşama tutunma sebebi haline gelecek.
Kurtuluş Savaşı’ndan galip ama bir o kadar da yorgun çıkan milletimiz Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte yeniden doğmaya çalışırken Füreya da bu yeni oluşumun aydınlık bir temsilcisi oluyor. Eserlerinde hem batının yeniliklerini hem de geleneksel olanı cesurca ve büyük bir başarıyla bir araya getiriyor.
Çocukluğundan başlayarak ailesini, evliliklerini, kayıplarını, hastalık sürecini, aşklarını, dostlarını kısacası bütün yönlerini okuduğum Füreya’nın hayatında bana göre en şanslı olduğu kısım Atatürk’ü yakından tanımış, masasına oturmuş, onunla sohbet etmiş biri olması. Sadece bunun için bile okunmaya değer.
Bununla beraber kendisi gibi sanatçı olan aile üyeleri Aliye Berger’i, Fahrünisa Zeid’i, Cevat Şakir’i okumak da ayrıca güzeldi.

#kzlgezegenöneriyor#şakirpaşaailesi#füreyakoral#füreya#ayşekulin

Gece Açan Çiçekler – Tarık Tufan

Gece Açan Çiçekler - Tarık Tufan

Tarık Tufan’dan bir kitap daha okudum ve artık gönül rahatlığıyla diyebilirim ki kendisi “canım yazarlarım” listemde yerini sağlamlaştırdı. Hatta şimdiden bu seneki favori yazarım oldu.
Gece Açan Çiçekler kendisinin son kitabı. Acı dolu geçmişleriyle ve kendilerine bekleyen kaderle yüzleşmeye çalışan iki kayıp ruh’un, zamanın iki ucundaki Halide ve Derviş Ali’nin bir noktada birleşen hikâyelerini okuyoruz bu kez. Onlar anlattıkça geçmişin acıları, aşkları, pişmanlıkları, hayal kırıklıkları tozlu sayfalar misali birer birer açılıyor, sırlar ortaya döküldükçe anlıyorsunuz ki yıkım büyük bir hızla ve kaçınılmaz olarak geliyor. Bu iki yaralı insan huzur bulmak için bütün umut kırıntılarına tutunuyor.
İstanbul farklı dönemlerde benzer durumlarla sınanırken Halide ve Derviş Ali de benzer duygularla sınanıyor.
Hikâyeleri hiç bitmesin istedim. Hüzünle çevirdim son sayfaları. Ve kesinlikle çok sevdim. Israrla tavsiyemdir.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Size hediye edilmiş bir kitap

Düşerken – Tarık Tufan

Düşerken - Tarık Tufan

Düşerken, Tarık Tufan ile tanışma kitabım oldu ve öyle sevdim ki, bitirdikten sonra tanışmak için neden bu kadar geç kalmışım ki dedim.
Birbirine taban tabana zıt gibi görünen İshak ve Jülide’nin beraber kaçmasıyla başlayan hikayelerinde hayatın onlara hazırladığı sürprizleri, sadece birbirlerine gösterebildikleri yaralarını, yüzleşmeye cesaret edebildikleri geçmişlerini ve yürümeye başladıkları yolda yaşadıklarını okurken bir duygudan diğerine geçtim, heyecanlandım, üzüldüm, sevindim onlarla birlikte. Kitap da, yolları da hiç bitmesin istedim.
Her ne kadar seneyi Türk edebiyatı dışında bir kitapla açmış olsam da devamı öyle olmadı. Farkettim ki bu aralar sadece Türk edebiyatından kitaplar okumak istiyorum. Şansıma hep de güzel kitaplara denk geliyorum. Düşerken de onlardan biri oldu. Umarım devamı da aynı şekilde gelir.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Hiç okumadığınız bir yazarın bir kitabı

İlmek İlmek – Özlem Narin Yılmaz

İlmek İlmek - Özlem Narin Yılmaz

Özlem Narin Yılmaz’ın kalemiyle seneler evvel Kapıyı İçeriden Kilitledim kitabıyla tanışmıştım. Çok nahif, çok duygu dolu bir kitaptı hala hatırlarım. Sonrasında yine yazarın Huzursuz Periler kitabını da okumuştum.
Uzun bir aradan sonra bu kez yazarın son kitabı İlmek İlmek’i okudum. Bir örgü motifli etrafında bir araya gelen yedi farklı kadının yedi hikayesini tıpkı örgü motifleri gibi bir araya getirmiş yazar. Ortak noktaları hayatlarındaki karanlığı örgülerle dağıtmaya çalışmaları. Her bir motif yeni bir hikayenin başlangıcı. İlmek ilmek, cümle cümle çoğalıyor bu hikayeler; büyüyüp birleşiyor. Birbiriyle anlamlanıyor. Bambaşka bir amaçla çıkılan yolda, hikaye çok farklı bir yola evriliyor. Bazen bir şeyi o kadar çok isteriz ki nu hayattaki tek gayemiz haline gelir. Öyle ki bir yerden sonra ne için istediğimizi unutup sadece isteme haline odaklanır, geri kalan her şeyi rafa kaldırırız. Bu yolda da aklımıza geleni yapmaktan geri durmayız. Günün sonunda bir de bakarız ki o çok istediğimiz şey, aslında bizim için doğru değil ve biz onu artık o kadar da istemiyoruz. Bu farkındalığı çok geç olmadan yaşayalım dilerim.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Bir kadın yazarın 45 yaşından sonra yazdığı bir kitap

Nergis Hanım Hakkında Bazı Şeyler – Devrim Koçak

Nergis Hanım Hakkında Bazı Şeyler - Devrim Koçak

Kimden gördüğümü şimdi hatırlamıyorum ama geçtiğimiz senelerde takip ettiğim bookstagramlardan birinde görmüştüm Nergis Hanım Hakkında Bazı Şeyler’i ve merak edip almıştım. Sonra ben onu unutmuşum kitaplıkta (Sürekli kitap aldığımdan mütevellit)
Neyse geçen gün challenge maddesine uygun bir kitap bulmak için kitaplığımı tararken göz göze geldik Nergis Hanım’la ve hadi bakalım tanışalım dedim. Aman Allahım bu ne güzel bir kitapmış böyle, bayıldım bayıldım.
Rastlantılar sonucu yolları kesişen ya da birbirlerini kıyısından köşesinden yakalayan Cemal, Hatice ve Nergis Hanım’ın yaşamlarına ortak ediyor bizi yazar Devrim Koçak. Ayrılıklar, kavuşmalar, yarım kalan aşklar, yalnızlıklarla dolu ustaca örülmüş bir hikaye bu. Başlarken neyle karşılaşacağımı asla tahmin etmiyordum, bitirdiğimdeyse hayatımdaki yerini sağlamlaştıralı çok olmuştu.
Aldığı ilk roman ödülünü fazlasıyla hak etmiş bir kitap. Hiç unutulmayacak biri Nergis Hanım.

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Adı en az 5 kelimeden oluşan bir kitap

Çiçeklenmeler – Melisa Kesmez

Çiçeklenmeler

Sevdiğim yazarların yeni çıkan kitaplarını okumaya başlayınca, uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımla görüşmüş gibi hissediyorum. O anlatıyor, ben dinliyorum. Dertleşiyoruz, hafifliyoruz. Melisa Kesmez’de de hep böyle bir iyi gelme hali var
Ve sen Türkan, ah canım Türkan.. Hayatına yeniden bahar getirmeni, yeniden çiçeklenmeni keyifle ve biraz da gururla okudum. Sen kırıldığın yerlerinden iyileştikçe, Ayşe sana kardeş, Ulaş sana yol arkadaşı oldukça sanki çok yakın bir arkadaşım iyileşmiş gibi sevindim. Dilerim hayat bütün kadınlara kırıldıkları yerden çiçekler açtırsın

📌 #bizimbuyukchallengeimiz’25 | Bir Türk kadın yazar tarafından yazılmış bir kitap