Elia İle Yolculuk – Zülfü Livaneli

Elia İle Yolculuk

Dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar Elia Kazan ve onun filmlerini izleyerek büyüyen, kadim dostu Zülfü Livaneli’nin Cennetin Doğu’su Kayseri’ye, Elia Kazan’ın geçmişine, çocukluğuna yaptıkları yolculuğu anlatan bu kitabı bitirdiğinizde birçok duyguyu aynı anda yaşıyorsunuz. Sevgi, hayranlık, hüzün..
Livaneli öyle bir yazar ki onun kitaplarını okurken birçok şey öğrenmeniz mümkün. Elia Kazan’ın hikayesini okurken Anadolu’yu, Amerika’yı, birçok oyuncu hakkında ilginç bilgi ve anıları da öğreniyor okur. Üstelik bu bilgiler hikayeyi daha da güzel kılıyor..
Ayrıca M.K.Perker’in illüstrasyonlarının güzelliğini de es geçemeyeceğim..
Livaneli okuyup da kalemine hayran kalmamak mümkün değil.. Okumanızı tavsiye ederim.. #kzlgezegenöneriyor

Diriliş – Tolstoy

Diriliş

1899 yılında yayımlanan Diriliş, soylu bir prens olan Dmitri Nehludov’un gençliğinde acı çekmesine yol açtığı, Sibirya’da mahkum olan genç bir kıza vicdan borcunu ödemeye çalışmasının hikayesi.. Ancak Tolstoy’un bu eserle anlatmaya çalıştığı şey sadece bundan ibaret değil.. Kitap, Rusya ceza sistemine yöneltilmiş haklı bir eleştiriyi, yazarın yaşadığı dünyanın adaletsizliğine duyduğu öfkeyi, 19.yy Rusya’sındaki sosyal yaşamı yansıtması bakımından da önemli bir eser..
Seneler sonra karşısına çıkan Katyuşa Maslova’ya yardım etmek için bütün hayatını değiştirmeyi göze alan ve bu uğurda sahip olduğu her şeyden vazgeçen Prens Nehludov ile birlikte suçluluk duygusu, vicdan, bağışlanma kavramlarının, adalet sistemindeki yanlışların, cezaevlerinde yapılan kötü uygulamaların psikolojik bir hikayesi.. Anlatımı çok güçlü ve akıcı, tam anlamıyla Tolstoy’a yakışır bir eser.. #kzlgezegenöneriyor

Kızıl Damga – Nathanıel Hawthorne

Kızıl Damga

Püriten (tutucu) kesimin yerleşmiş olduğu, din kurallarının her şeyden üstün tutulduğu ve bu sebeple de rahiplerin söylediklerine her şeyden fazla önem verildiği 17.yy döneminin katı dünyasında, New England’da geçer Hester Prynne’in hikayesi.. İşlediği zina suçunun cezası olarak göğsünde kırmızı bir A harfiyle yaşamak zorunda kalan Hester intikam isteyen kocası, korkak aşığı ve onu her fırsatta aşağılayan insanların arasında bir yandan günahının meyvesi olan kızını büyütürken, diğer yandan da ayakta kalmaya ve özgürlüğü için mücadele vermeye çalışır..
Konusu, hatta isimlerin benzerliğiyle bana sık sık Uyandığında’yı anımsattı Kızıl Damga. Ama onun gibi bir solukta okuyamadım nedense.. Tabi bu memnun kalmama ve tavsiye etmeme bir engel değil.. #kzlgezegenöneriyor

Boyalı Peçe – W. Somerset Maugham

Boyalı peçe

Evliliğin sosyal statüyü de beraberinde getirdiği düşüncesiyle yetiştirilen Kitty, sırf annesinin baskısından kurtulabilmek için hiç sevmediği bir adamla evlenir. Mutsuz bir evlilikten gizli bir ilişkiye yol alan Kitty, ihanetinin açığa çıkmasıyla bir anda kendini gerçeklerin acımasızlığının ortasında bulur ve hayatını etkileyecek bir tercih yapmak zorunda kalır.. Gerçek sevgi ve sadakatin karşısında ihanetin, rahibelerin kendine özgü yaşayış tarzının ve can alan koleranın ortasında Kitty’nin kendini ve hayatını anlamlandırmaya çalışmasının hikayesi Boyalı Peçe.. Olayların akışında Kitty’i sevmek ve anlamak pek mümkün değil.. Charles’ı da öyle.. Walter ise bu hikayenin bile bile ölüme giden ve sevgisi uğruna kendini feda eden tarafı.. #kzlgezegenöneriyor

Kabuk – Zeynep Kaçar

Kabuk

Herkesin içinde hapsolduğu, sarındığı bir kabuğu var.. Ya o kabukla sonsuza kadar kimseye değmeden yaşayacak ya da kabuğu kırıp hayata karışacaksınız.. Tabi yaralanmayı da göze alarak.. Üç kadın, üç hayat, üç ayrı kabuk.. Bir ailenin üç kuşak kadınlarının hayatta var olmaya çalışmalarının, kabuk değiştirmelerinin, her kabukta biraz daha yara almalarının hikayesi Kabuk..
Düşünceler ham haliyle yazıldığı için çoğu bölümde noktalama işaretleri yok denecek kadar azdı. Ve bu da bir yerden sonra beni zorladı hatta bazen ne okuduğumu bilemez oldum.. Açıkçası bu kitapta beni çeken şey sadece etkileyici yazım tarzı oldu.. #kzlgezegenöneriyor

Uyandığında – Hillary Jordan

Uyandığında

Öncelikle söylemeliyim ki, konusu bakımından çok ilgi çekici ve merak uyandırıcı, distopik bir kitap Uyandığında..
Yakın bir gelecekte, din devleti haline gelmiş ABD ve suç işleyenleri çeşitli renklere boyayarak cezalandıran bir yargı sistemi.. Hannah Payne de o suçlulardan biri ve uyandığında artık bir Kırmızı.. Hem de 16 yıl boyunca.. Kitap boyunca Hannah’ın yaşam savaşına, sığındığı din merkezlerine, koyu inanç sistemlerine, yasa karşı özgürlükçü gruplara tanık oluyoruz.. Bir uyanıştan başka bir uyanışa, kırmızıdan kendi ten rengine uzanan yolculukta Hannah’ın duruşu ve verdiği mücadele etkileyiciydi.. Yalnız kitabın başında su gibi akmasını sağlayan o tempo, sonunda aynı şekilde vurucu bir etki yaratmadı. Kötü bir kitap değildi tabi ki; ama ben o yüksek tempoya yakışır bir son bekledim kitaptan.. Yine de etkileyici bir konuya sahip olan bu kitabı hazır tekrar basılmışken okumanızı tavsiye ederim.. #kzlgezegenöneriyor

Çocuk Yasası – Ian McEwan

Çocuk Yasası

Yüksek Divan Aile Hukuku Dairesi’nin başarılı hakimi Fiona Maye, tam da özel hayatındaki sorunların ortasındayken tanışır Adam Henry ile.. Adam lösemi hastasıdır ve bağlı olduğu inancın katı kuralları gereği kan naklini reddetmiş, yani ölümü seçmiştir.. Dava sonucu birbirlerinin hayatlarından çıkmaları gerekirken tam tersine garip bir bağla yakınlaşan iki kişi Fiona ve Adam. Adam’ın hisleri kurtarıcıya duyulan aşırı bağlılıktı bana göre. Ama kitabın arka planında anlatılan inançlarla kanunların kırılma noktaları, yüksek sesle söylemeye her zaman çekinilen yanlışlar ve bunları dile getirme cesareti, yaşamla ölüm arasında yaşanan gel-git anlatımı güzeldi. Bu yüzden de bu anlatımın biraz daha derin olmasını ve sürmesini isterdim. Bana biraz havada kalmış izlenimi verdi.. Yine de ilginç bir konusu olduğu kesin Çocuk Yasası’nın.. Ian McEwan’dan başka kitaplar da okuyacağım.. #kzlgezegenöneriyor

Suç ve Ceza – Dostoyevski

Suç ve Ceza

Dostoyevski’nin bu kült eseri için söylenecek çok bir şey yok aslında, zira herkesin mutlaka okuması gereken bir başyapıt olduğunu düşünüyorum.. Yine de kitaba dair bir iki kelime etmek isterim..
Kitabın temelini, işlenen bir suçun altında yatan psikoloji ve sonrasında ortaya çıkan ahlaki sonuçlar oluşturuyor. Baş karakter Raskolnikov hayatta eşitlik ve adalet olması gerektiğine inanan, dürüst, aydın ve yoksul bir genç. Ona göre, insan sadece iyilik ve düzenin gerekliliği için birini öldürebilir ve bu onu bir suçlu değil, aksine bir kahraman yapar. Onun deyimiyle bir “bit” olmaktan kurtarır. Tasarladığı cinayeti işlemesindeki temel amacı da budur ama sonrasında hayal ettiği iç huzuru ve düzeni değil, derin bir psikolojik buhranla savaşırken bulur kendini..
Suç ve Ceza, Raskolnikov çevresinde suç, suçluluk psikolojisi, vicdan muhasebesi, inanç ve ahlak kavramlarıyla Petersburg’un yoksul kesiminin hikayesidir aslında..
İnsan ruhunun yaşadığı hezeyan ve çelişkileri anlatan en iyi eserlerin başında gelir benim için.. Okuyun, okutun.. #kzlgezegenöneriyor

Mimar – Keıth Ablow

Mimar

Psikolojik gerilim tarzındaki kitapları hep çok sevmişimdir. Ama bu konuda biraz seçiciyim, her kitabını aynı zevkle okuduğum bir iki yazar var sadece. Keıth Ablow da onlardan biri benim için. (Tabi gönlümün birincisi her daim Tess Gerritsen’dır.) Yazarın daha önce Psikopat ve Otopsi kitaplarını okumuş ve çok beğenmiştim. Mimar da başladığı gibi biten, akıcı bir kitap. Gerçekten sürükleyici ve sağlam bir kurgusu var.
Katil ilk sayfadan itibaren belli aslında. İşlediği cinayetlerde acı çektirme ya da intikam duygusu yok. Onu ilginç kılan, cinayetleri işleme sebebi ve yaptığı ‘sanatsal’ otopsiler. Mimar West Crosse ince bir zekaya sahip. Ve inancına, ülküsüne bağlı kalarak adım adım yürüyor kendi sonuna. Bir bedende iki kişilik gibi. Hem başarılı bir mimar, hem soğukkanlı bir katil.. Psikolojik gerilim severler, bu kitabı listenize eklemeyi unutmayın..
“İnançlı ol. Tek bir ülke ya da tek bir aile. Yaptıklarımız tek bir Tanrı’ya hizmet eder.”
#kzlgezegenöneriyor

Dr. Jekyll ve Mr. Hyde’ın Tuhaf Hikayesi – Robert Louis Stevenson

Dr. Jekyll ve Mr. Hyde'ın Tuhaf Hikayesi

Biraz değişik bir kurgusu var; bu yüzden beğenir miyim diye emin olamıyordum ama beğendim..
Dr. Henry Jekyll, her insanın iyilik ve kötülüğün bileşiminden oluştuğunu kabul etmekle beraber, bu kavramların birbirinden ayrı ruhlarda yaşaması halinde her şeyin daha iyi olacağını düşünmektedir. Bu düşünceye kafasını o kadar takar ki, sonunda bu ayrılığı gerçekleştirecek bir ilaç hazırlar ve kendi içindeki kötülüğün temsili olarak Mr. Hyde’ı ortaya çıkarır. Ancak işler tasarladığı gibi devam etmez. Tepeden tırnağa kötülüğün timsali olan Mr. Hyde, Dr.Jekyll’ın denetiminden çıkar..
İnsan varoluşundaki tezat yönleri ve benliğin çetrefil yanlarını gösteren ilginç bir kitaptı. Ben sevdim, bence siz de seversiniz..
Nisan ayında güzel kitaplarda görüşmek üzere.. #kzlgezegenöneriyor