“… Dünya dediğin lüzumsuz bahçe, bazen her yer, bazen tek bir yer, bazen de hiçbir yerdir. İnsan dediğin kötü tohum, bazen her şey, bazen tek bir şey, bazen de hiçbir şeydir.”
Okuduğum kitabı çok sevince, nasıl yorum yazacağımı bir türlü kestiremiyorum. Kafamdan aynı anda bir sürü cümle geçiyor ve ben hepsini yazsam da hâla bir şeyler eksik kalacakmış gibi hissediyorum. Bu yüzden şimdiden beni mazur görün.
Saklı Bahçeler Haritası, Nermin Yıldırım’dan okuduğum beşinci kitap oldu. Onun o kendine has üslubunu, kelimeleriyle her duyguyu hissettirişini, kendini hem gizleyip hem gösterme oyununu çok seviyorum. Bu kez 1960 lara, iki kız kardeşin yıllar sonra birbirlerine yazdıkları mektuplara ulaştırıyor okuru. Behiye ve Suad günahlarını birbirlerinde temizlerken, yaralarını beraber sarmaya çalışırken, geçmişin aralarında açtığı uçurumu kapatmak için uğraşırken arka planda Almanya’daki Yahudileri, Türkiye’deki Rumları, İspanya’daki iç savaşı da iç acıtan detaylarıyla mektuplarına taşıyorlar. Kitabın sonunda sizi büyük bir sürpriz bekliyor. Öyle ki, okuduğunuz her şeyi bir daha düşünmenize neden oluyor. Ben bu ters köşeyi biraz hissettim hem de son ana kadar emin olamadım. Neler yazacağımı bilemiyorum dedim ama bir sürü şey yazdım yine. Bu kitabı mutlaka okuyun diyor ve sonuna kadar tavsiye ediyorum.
#kzlgezegenöneriyor #nerminyıldırım #saklıbahçelerharitası #hepkitap